Stres gündelik yaşantımız içinde insanların sıklıkla kullandığı bir terim haline gelmiştir. Büyükten küçüğe bir çok kişinin kullanmış olduğu bu sözcüğü peki ne kadar tanıyoruz birlikte inceleyelim..
Stres Nedir?
Stres, kişi için herhangi bir tehlike ya da kendisi için tehlike olarak algıladığı durum karşısında verdiği doğal bir tepkidir. Modern yaşamın insana kattığı statülerle birlikte stres de hayatımızda farklı alanlarda yer bulmaya başladı. İş stresi, okul stresi, sınav stresi gibi.. Stres ile ilgili genel bir yanılgıda stresin sadece olumsuz ve travmatik olaylar karşısında yaşandığı ile ilgili. Travmatik ve olumsuz olaylara ek olarak uyum gerektiren ve belirsizlik içeren sıradan diyebileceğimiz günlük yaşantımızda olan olaylarda kişilerin stres seviyesini büyük oranda etkileyebiliyor. Örneğin; işinde terfi alan birinin yaşadığı stres durumunu ele alalım. İşte terfi almak normalde olumlu bir olayken, kişinin bu durumu ekstra sorumluluk, ve yeni işe, iş ortamına uyum sürecini belirsizlik ve bir tehlike olarak algılaması ile kişi stres yaşayabilir.
İnsanlık ilk çağlardan bu yana hep bir adaptasyon süreci içerisinde olmuştur. İnsanoğlu hep bir değişim döngüsü içerisinde yeni olana uyum sağlamak durumunda kalmıştır. Bu da demek oluyor ki değişim insan hayatının içinde olan bir durum. Dolayısı ile hayatımızın çoğu döneminde değişim ve uyum durumları ile karşı karşıya kalacağız. Bu durum aslında bize stresle baş etmeyi öğrenmenin gerekliliğini ve önemini bir kez daha hatırlatıyor.
Stresin Fizyolojik Nedenleri
Stres bizim vücudumuzun aslında bir nevi alarm sistemidir. Birey tehlike anında iken, bedeninde çeşitli hormonlar aktive olur. Biz bu durumu bedenimizde şu şekilde gözlemleyebiliriz;
Kalp atışlarımız hızlanır,
Nefes alışımız artar,
Kaslarımızda gerginleşme hissedilir,
Vücudumuzun verdiği bu tepkiyi “savaş ya da kaç” durumu olarak adlandırırız.
Hayati öneme sahip olan bu refleks gündelik yaşam olaylarında sıklıkla kullanıldığında, işlevsellğini yitirir. Kişi gündelik yaşam olayları ile baş etme konusunda problem yaşarsa sıklıkla bu refleks devreye girer ve bir süre sonra kişide yorgunluk gözlemlenir ve psikolojik iyi oluşunda sorunlar meydana gelmeye başlar. Düşünsenize günlük rutininiz içerisinde sürekli gelecek bir tehlikeye karşı hazır olda bekliyorsunuz. Bu hazırlık durumu bir süre sonra kişide yorgunluk ve tükenmişlik belirtileri açığa çıkarmaktadır.
Stresin Belirtileri Nelerdir?
Stresle baş etmede en önemli konu kişinin farkındalık seviyesidir. Stres yaşayan kişiler genel olarak yaşamlarını hep bu şekilde sürdürdükleri için bu durum artık onlar için normalize edilmiş olabilmektedir. Bir çok kişi arkadaşları tarafından ya da en yakın aile üyeleri tarafında bu konuda uyarılar sebebi ile danışmanlık alma konusunda motive edilebiliyorlar. Bazıları ise stresin vermiş olduğu yorgunluk ve tükenmişlik hissi ile.
Stresin belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir;
Fizyolojik Belirtiler:
Kalp çarpıntısı, yorgunluk, hızı nefes alıp verme, bağırsak rahatsızlıkları, bulantı, baş dönmesi, bağışıklık sisteminin zayıflaması, kas gerginliği şeklinde gözlemlenebilir.
Duygusal Belirtiler:
Depresyon, karamsar ruh hali, huursuzlukmve aşırı öfke patlamaları, kaygılı ve keyifsiz hissetme, yalnızlık duygusu.
Bilişsel Belirtileri:
Bellek problemleri , dikkat ve odaklanma güçlüğü, aşırı karamsarlık, ve günlük karar verme becerinlerinde zayıflık.
Davranışsal Belirtiler:
Madde kullanımı, sosyal ortamlardan uzaklaşmak, özellikle uyku problemi yaşamak uykuya geçişte zorluk yaşamak ya da tüm gün uyumak. Yapmak istediği ya da yapmak zorunda olduğu işe başlayamama problemi, tırnak yeme, stres anında aşırı yemek yeme ya da çok az yemek yeme şeklinde kendini göstermektedir.
Özellikle madde kullanımındaki artış, kişilerin aşırı agresif, sinirli tavırları ve kişilerin sosyal çevrelerinden uzaklaşması kişinin stresle birlikte bir depresyon döngüsüne girmesine sebep olabilmektedir.
Stresin Nedenleri Nelerdir?
Stresin nedenleri neler diye sorulduğunda karşımıza iki önemli ana faktör çıkıyor. Çevresel faktörler ve kişisel faktörler olarak.
İş hayatı, okul hayatı ve aile hayatının getirdiği bir takım sorumluluklar. En basitinden her yıl öğrencilerin girmiş oldukları üniversite sınavları, hazırlık dönemlerinde yaşadıkları sınav stresi gelecek kaygısı, mezuniyet sonrası iş arayışı kişilerin hayatlarında yoğun stres yaşadıkları dönemlerden kabul edilebilir. Bütün bunların yanı sıra kişilerin diğer insanlarla olan ilişkileri de stres kaynakları arasında yer alabilmektedir. İş ortamında mobing yaşamaları gibi..
Diğer yandan incelendiği zaman bütün bunları yaşayan tabikide herkes aynı oranda strese maruz kalmıyor. Bu noktada da kişisel farklılıklar devreye giriyor.
Örneğin; aynı yönetici tarafından idare edilen bir departmanda bazılarında daha çok stres durumu gözlemlenirken bazı çalışanlarda aynı uygulamalara maruz kalmalarına rağmen daha az stres yaşadıkları gözlemlenebiliyor. Yani benzer olaylar yaşasak bile tepkilerimiz olayı yorumlama şeklimiz kişiden kişiye farklılık gösterdiği için bazı kişiler stresle başa çıkmada daha başarılı olup bazıları başarılı olamıyor.
Peki bu kişilerin özellikleri nelerdir inceleyelim ;
Olumsuz ve felaketleştirici düşünce hatalarına sahip olmak, yani kişinin yaşadığı olayla ilgili düşüncelerinin en felaketleştirici noktada olması. Örneğin sınavdan başarısız olursam mahvolurum herkes benimle dalga geçer. İşsiz kalırsam dünya başıma yıkılır. Sevgilimden ayrılırsam kahrolurum onsuz yaşayamam tarzı düşünce yapılarıdır. Kişinin sahip olduğu hatalı düşünceler stresi tetikleyici bir unsurdur ve bilişsel davranışçı terapi ile bu düşüncelerin üzerinde çalışılması gerekmektedir.
Stresle baş etme konusunda zorluk yaşıyorsanız profesyonel destek alabilirsiniz bu konuda yardım alabileceğiniz uzmanlar (Samsun psikolog, samsun psikolojik danışman, samsun psikoterapist, psikiyatri uzmanları, klinik psikologlar) dan yardım alabilirsiniz.
Belirsizlik insan yaşamında çocukluktan itibaren bir stres faktörü olmaktadır. Kişinin eğer karamsar bir mizaca sahipse belirsizliği tolere etme konusunda zorluk yaşayabilir ve stresle baş edemez.
Stresle Baş Etme Yolları
İlk olarak kişinin stresle ilgili farkındalığının olması gerekmektedir. Sonrasında ise stresi tetikleyen şeylerin iyi bir şekilde tespit edilmesi gerekir.
Stres tetikleyicilerini tespit etmede günlük tutulan notlar o anlarda kişinin olaylara yönelik zihninden geçenleri not alması ve takiben duygu durumunun belirlenmesi önemli bir aşamadır.
Bazı kişiler karşılaştıkları durumlarda en olumsuzu düşünmeye meyillidirler. Bu tarz durumlarda bilişsel davranışçı psikoterapi süreci kişinin stresle baş etmesi konusunda büyük oranda başarıya sahip olan bir psikoterapi yöntemidir.
Diğer yandan kişinin kendisinin de uygulayabileceği gevşeme ve nefese egzersizleri stresi kontrol altına almada kullanılan yöntemlerden bazılarıdır.
Samsun İrem Kayır Psikolojik Danışmanlık Merkezi olarak uygulamalarımızda danışanlarımıza stresle baş etme konusunda psikoeğitim çalışmaları yapmaktayız.
Bütün bunları yaparken kişinin önemle günlük rutinine dikkat etmesi gerekmektedir. Düzenli uygu düzenli yemek yeme ve egzersiz kişinin ruh halini etkileyen en önemli yaşam becerilerindendir. Stres anında çoğu kişi yemek yemeyi uykuyu kinci plana bilinçli ya da bilinçsizce atabilmektedir ancak zorlanılsa bile günlük rutine olabildiğince önem verilmelidir.
İrem KAYIR
Uzm Psikolojik Danışman